Pozitif Dergisi | Sayı 2019/03 No:31
Narsist birine, aman gönlünüzü kaptırmayın. Daha başındayken vazgeçmeniz sizin için en hayırlısıdır. Yok vazgeçemiyorsanız şimdiden geçmiş olsun deyip, en azından narsist biriyle nasıl geçineceğinizin yollarını öğrenmeye koyulabilirsiniz.
İlişkinizin bozulmasını göze alamıyor, bir yandan da dengenizi korumak ve ilişkinizi sürdürmek istiyorsunuz.. Peki, bir narsistle yaşarken bu mümkün olabilir mi? Narsist biri değişir mi?
Soruya hemen sondan cevap verecek olursak: Hayır! Bir narsisti değiştirmeniz mümkün değildir! Ancak bir narsistle yaşama becerisi kazanmanız mümkün olabilir.
Narsistlerin en belirgin özellikleri; empati yeteneklerinin olmayışı, hiçbir yanlışını kabul etmeyişleri, tutarsız davranışlarıyla kafanızı karıştırmaları, kendilerini olağanüstü görmeleri, ezici ve aşağılayıcı tavırlar sergilemeleridir.
Aranızda geçen tatsız bir olaydan dolayı yaşadığınız üzüntüye onlar üzülmezler. Belki bunu baştan bilmek, aranızda geçen tatsızlığa karşı sizin de o kadar üzülmemeniz gerektiği konusunda bir hatırlatıcı olur. Zaten bir narsist sizi üzdüğünü gördüğünde kendisini çok değerli, etkili ve vazgeçilmez olduğunu düşünerek bundan tatmin olur. Siz de üzüldüğünüzle kalırsınız! O nedenle üzülseniz dahi kahrı karar etmeyin ve dik durmayı asla ihmal etmeyin. Siz dik durduğunuz sürece, narsist bu denemelerinden hemen olmasa da zaman içinde vazgeçecektir.
Adına ister ego, ister benmerkezci, isterse narsist diyelim hepsinin ortak noktası; kişinin her şeyin merkezine öncelikle benini koyması ve beninden başka kimseye yaşama hakkı vermeyişinin farklı varyasyonlarıdır.
Dilerseniz narsist nedir ve narsisist özellikler kendini nasıl belli eder kısaca bir hatırlayalım:Narsist kelimesinin Türkçe karşılığı “Özseverlik” anlamına gelir. Biraz daha açarsak; kendi benliğine bağlanan, kendine hayran olan anlamını içerir.
Her insan belirli bir ölçüde kendini beğenmelidir. Ancak bu beğenme ölçüsü gerekenden fazla öne çıkmışsa sorun var demektir. Genellikle ilgisiz ailelerde büyüyen, aşırı disiplin uygulayan veya aşırı ilgi gösteren ailelerde yetişen çocuklarda oluşan; varlığını kabul ettirme arayışı ve benlik bütünlüğünü koruma savunmasına ortam bulur. Bazı kuramcılara göre; kişinin kendi dışında bir nesne arayışının sonuçsuz kalması durumunda kendi nesnesine yönelmesi ve bir tür kişilik örgütlenmesidir. Örneğin çocuk kendi dışında, annesi ile güvenli bağlanma ve ayrışmayı yaşayamamışsa özseverlik duygusuyla bu ihtiyacını tamamlama arayışına girebilmektedir. Narsistik oluşum, yaşamın erken evrelerinde ebeveyn-çocuk ilişkisindeki bozukluk ya da yetersizliğin bir ürünüdür. Bu evrede ebeveynin tutumu çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak bir yana çocuğuyla olan ilişkisini de kötüye kullanır. Böylece çocuk içgüdüsel olarak, savunma mekanizması üzerinden yaşamda kalabilmek için kendine göre bir düzenek kurar. Çocuk, içinde bulunduğu koşullarla başa çıkmak isterken kendi kişiliğinde hasarlar oluşturur.
Bu noktada çocuğun doğuştan getirdiği mizacı, onun bu arayışının yönünü olumlu veya olumsuz yöne doğru yöneltecektir. Yani bu durumla karşılaşan çocuklar çok iyi mevkilere de gelebilirler, kişilik bozukluğu derecesindeki bir kimliğe de dönüşebilirler.
Narsistik kişilik bozukluğunu anlamak en başta çok kolay olmayabilir, çünkü bu kişiler son derece karizmatik olabilmektedirler. Kendilerini ihtişamlı, mutluluk vaat eden, kariyer sahibi ve yaşamında başarılı kişiler olarak yansıtırlar. Başınızı döndürüp ruhunuzu ele geçirmekte ustadırlar! Ayağınızı yerden keserek size dünyanın en şanslı kişisi olduğunuzu hissettirebilirler. Siz, ihtiyaç hissettiğiniz, özlediğiniz bu duyguları yaşarken aslında onun için hiçbir şey değişmemiştir, çünkü o sadece kendini sevmektedir. Ancak sizi ne kadar etkiliyorsa, bunu o derece kendi ayrıcalığı ve gücünün göstergesi olarak görmektedir. Sizi elde ettiğini görünceye kadar kendisini mükemmel gösterir. Bunu garantiye aldığını anladığı andan itibaren (sakladığı diğer yönüyle) ezici ve yıkıcı davranmaya başlar. Mesela size önceleri çok akıllı ve çok güzel bir kadın olduğunuzu söylerken bir de bakarsınız ki, tam tersi ‘Sen ne kadar geri zekâlı bir kadınsın!’, ‘Senin kadar aptalını görmedim!’ gibi aşağılayıcı sözler söylemeye başlar. Ve siz duyduklarınıza inanamazsınız. Size söylemiş olduğu güzel sözlerden dolayı ona dair zihninizde oluşan düşünce ve izlenimlerinizle sonrakiler uyuşmamaktadır. Ve siz, zihninizde oturtamadığınız bu iki farklı durumu anlamlandırma arayışına girersiniz. Zaten narsistin en önemli özelliklerinden biri olan manipüle yöntemi sizi ikna edecektir ve siz de bu ikna sürecine muhtaçsınızdır! Çünkü zihninizde yaratmış olduğu bu olağan üstü kişiyi kaybetmek istemezsiniz.
Yaşadığınız onca güzelliğin karşısında süreci veya durumu yeniden kurgulamaya başladığınızda ve narsistin de sizi ikna etmesi sonucunda; aslında siz kendinizi suçlamaya ve karşınızdaki narsisti de suçsuz bulmaya doğru düşünmeye başlarsınız! Kendini mükemmel tanıtan ve hayattan elde ettiği kazanımlarıyla kendini kanıtlayan(!) narsist karşısında siz bir sıfır yenik düşersiniz. Kendinizi suçlamaya başlar ve gerçekten kendinize olan güveninizi kaybedebilirsiniz.
Unutmayın siz narsistten uzaklaştıkça narsist sizi kovalar; siz narsiste yaklaştıkça o sizden uzaklaşır.
Bir narsiste hatasını göstermeniz neredeyse imkânsızdır ve asla kabul ettiremezsiniz. Çünkü o, kendisini kusursuz, hatadan uzak ve mükemmel olarak görmektedir.
Narsistler övülmeye, ona değer verilmesine o kadar ihtiyaç duyarlar ki, bunu sağlayabilmek için verici davranırlar. Ama hepsi almak içindir.
Narsistler iş hayatında çok başarılıdırlar. Ekonomik gücün önemini bilirler ve bu gücü ellerinde tutmak için rekabet güçlerini sağlam işletirler. Sömürü üzerine kurulu bir hegemonyaları vardır. Sizin bir adım öne çıkmanıza bile tahammül etmezler. Başarılı olacağınızı anladıkları an, sizi hemen aşağı çekerler. Sizi aşağılayarak, beceriksiz addederek kendinizi başarısız ve beceriksiz hissetmenizi sağlarlar. Duygularınızı, sevginizi ve emeğinizi sömürmekten asla rahatsızlık duymazlar.
Bunları bilerek ilişkinizi sürdürmeniz, daha çok yıpranmanıza mani olur. Her şeye rağmen moralinizi bozmayıp yolunuza devam edin. Başaracağınıza inanın. Çünkü siz bu zorlukları aştığınızda narsist bu gücün karşısında daha dikkatli olacaktır. Yani siz ne kadar zayıf davranırsanız, narsist o kadar güçlenir. Siz ne kadar dik durursanız, o bu durum karşısında gardını düşürecektir. Narsistler herkese karşı aynı şekilde ezici davranmazlar. Sadece gücünün yettiği kişiye veya gözüne kestirdiği kişilere karşı öyle davranırlar. Mesela bazen başkalarından ‘Melek gibi adam!’ , ‘O çok hassas ve duyarlı biri!’ dediklerini duyarız
Sömürmeye daima açtırlar. Duyguları, emeği, parayı, sevgiyi, sömürerek tüketirler. Geriye dönük düşünmez ve pişmanlık da duymazlar. Çünkü kendileri her ne olursa olsun hep haklıdırlar!
Bir narsistin sizi anlamasını beklemeyin ve onu ikna etmeye de çalışmayın. Sadece uygun bir zamanda düşüncenizi söyleyin ve çekilin. Ona karşı en güçlü silahınız; üzülmemek, güçlü durmak, kendinizi doğru cümlelerle ifade edip kenara çekilmek ve asla onun çekmek istediği sahaya girmemek. Kendi sahanızda durmak onun gerilemesine neden olacaktır. Ve kendinize olan inancınız onun sizin üstünüzdeki ezici baskısını oldukça zayıflatacaktır.
Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.
2 Yorum
İyi akşamlar
Nimet Hanım bu yazdıklarınızla aynı kişiliğe sahip bir eşle yirmi sene evli kaldım tükendiğimi hissettiğim ve ben bu adamla bir ömür yaşamaya nasıl devam edicem diye düşünürken; aslında bana çok haksızlık ettiğini farkettiğimde ona hastalık teşhisi konmuştu.Daha sonra zaten kaybettik. O beni ezip küçümserken ve asabiyetiyle sindirirken ben çocuklarımla ilgilendim onlara sarıldım. Onu kaybettiğimizde kızım on altı yaşındaydı zaten hareketli bir çocukluğu olmuştu başarılıydı ama davranışları değişmeye başladı.Fakulteyi bıraktı konservatuvara girdi. Bana karşı çok tepkisi yükselmeye, aileden kendini soyutlamaya ve davranışları tuhaflasmaya başladı.Ben ergenlikle veya baba kaybıyla ilişkilendirdim, meğerse anlamamışım beni kendi girdabına aldığını.Çocuguma kondurmamışım.Psikolojim bozulmuş depresyona girmistim.Artık evi satıp evi ayırmaya kadar gitti.Saglıklı düşünmemişim.Kızım psikoloğa devam etti ama pek değişiklik yok yalnız kaldı kedisiyle yaşıyor,kimseyle geçinemiyor, alıngan ,aileyle nadiren görüşüyor.Ve ben onun bu durumuna çok üzülüyorum. Mesleğini yapamıyor özgüven sorunu da varmış ,psikoloğun yönlendirmesiyle yoga eğitimciliğini öğrenci bulursa yapıyor.
Biraraya geldiğimizde bir kaç saat birlikte kalabiliyoruz, anlaşmak mümkün değil ben anksiyete yaşıyorum.Kendi negatif ve saldırgan beni depresyona sokuyor.Artık ayrı evde yaşıyoruz ama tedavi görüp kendime gelmem zaman aldı.Şu anda yirmiyedi yaşında ve onun geleceğini düşünmeden edemiyorum.Teşekkürler
Merhaba Nihal Hanım,
Çocuklarımızın da kendi seçimleri var. Ve biz ne kadar üzülsek de onlar için bazen yapacağımız şeyler sınırlı. Kendinizi üzmeniz hiçbir şeyi değiştirmez. Durumu kabul edip kızınız için bazı şeyleri görmesini dilemekten daha iyi ne olabilir. Bunu başardığınızda kendinize eziyet etmekten vazgeçeceksiniz.
Dilerim bunu başarırsınız..
Yolunuz açık olsun..
Sevgilerimle