Gaia’nın Kızlarına…

Gaia’nın Kızlarına…

Gaia’nın Kızlarına…

Gaia’nın Kızlarına…

Gaia’nın kızları ve dünya kadınları; nereden geldiğinizi ve nereye doğru gitmekte olduğunuzu bilir misiniz? Siz ki, oluşum potansiyeli bahşedilen ve bu potansiyeli barındıran bir gücün sahibisiniz. Önce Dünya Anne var oldu ve sonra onun kızları olarak sizler var oldunuz. Tabiatın doğası da tıpkı sizin gibi üreten ve çoğaltandır. Ancak aynı zamanda yok edebilendir, tıpkı sizler gibi.

*Gaia, kızına dünyanın bilgeliğini ve adaletini bahşetmiş. Bu bilgelik ve adaletin simgesi olan “Adalet Tanrıçası” günümüzde hukukun sembolü olarak kullanılmaktadır. Adalet Tanrıçası Themes, bilginin gücünü onurlu ve hakkaniyetli bir şekilde tartarken bu bilgiyi güce değil adaletin eşitliğini sağlayarak pay etmektedir.

Peki, biz bugünlerde ve bu zamanda bunun neresinde yer almaktayız? Geleceği teslim edeceğimiz çocuklarımıza hangi bilgeliği eşit bir şekilde dağıttık. Yoksa anne olmamızı onlara dayattık mı? Onları büyütmeyerek kendimizi mi büyüttük? Onların yerine kalem tutmak, okul çantalarını taşımak, onların elinden tutarak okula götürüp getirmek onları büyütmek midir? Onları çok sevdiğimiz doğrudur, ama “bize göre”! Peki onları kendileri olduğu için mi yoksa kendimiz için mi sevmekteyiz?

İnsanlığın var kalabilmesi için bu dönüşüme uyum realitesindeki yerini tercih ve tayin eden, bu konuda bedellerini ödemeyi göze alan ve bu yolda giden sizlerin yanı sıra diğer hanımefendileri de aramızda görmekten onur duyarım..”

Çocuklarınızı siz doğurmuş olabilirsiniz ancak onlar size ait değildir.

Bir muzaffer edasıyla birbiriyle yarışan anneler: Hanginizin çocuğu diğerinden üstün? Çocuklarınızı siz doğurmuş olabilirsiniz ancak onlar size ait değildir. Hiç kendinize sordunuz mu, adını sevgi koyduğunuz bu ilişki gerçek bir sevgi midir?

Sevmek; onu yarın güldürebilmek için bugün ağlatmayı göze almaktır.

Sevmek; hiçbir beklenti olmaksızın onu kendisi gibi görebilmektir.
Sevmek; ona yap demek yerine davranışlarla örnek olabilmektir.
Sevmek; onu güçlü kılmaktır.
Sevmek; yapamadıklarımızı onun yapmasını istemek değildir.
Sevmek; onu özgürleştirmektir.
Adını sevgi koyduğumuz kavramı bir kez daha sorgulayalım. Şayet biri bizi bu uykudan uyandırmazsa, ya da uyanmak istemezsek gidişatın doğuracağı felaket insanlığın başına büyük bir yük doğuracaktır.

Gaia’nı kızları kötülüğe de gebe kalabilir. Kaldı da! Bu gebelik, günlerini doldurduğunda ok yaydan çıkmış olacaktır. Artık sebep olduğumuz ve büyüttüğümüz canavar daha çok şey isteyecektir. O zaman sırtımızda taşıyacak çanta, yerini başka şeylere bıraktığında ve bizim bir çantayı dahi taşıyacak gücümüz kalmadığında ne yapacağız? Ellerinden aldığımız özgüven, cesaret, beceri, çaba, mücadele, gayret, başarı, yaratıcılık ve en önemlisi tek başına kalmaları onları özgürleştirecek mi?

Öğrenmelerine, gelişmelerine ve büyümelerine mani olduğumuz bu çocuklar kendilerini ne zaman ve nasıl bilecekler? Kendini bile bilemeyen biri, hiçbir şeyi de bilemeyecektir..

* GAIA (Okunuşu “Gaya”): Dünya Ana

Sosyolog - Zen Eğitmeni - Yazar
Nimet Erenler Gülkökü

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir